Blog

Beslenme içeriği ve düzeninin kanser gelişimine önemli bir etkisi olduğu ve tüketilen yağların bazı kanser türlerinin ilerlemesine sebep olduğu gittikçe artan bir şekilde kabul görmektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneysel çalışmalar ısrarla göstermektedir ki bazı kanser türleri yüksek yağ tüketimi ile çok daha hızlı ilerlemektedir. Çoklu-doymamış yağların doymuş yağlara oranla tümör gelişimine olanak sağladığı görülmektedir. Burada vurgulanması gereken nokta tüketilen yağ miktarının birincil faktör olduğudur.

Diğer taraftan yiyeceklerin bazı belirli bileşenleri muhtemel anti-kanser maddeler olduğu tespit edilmiştir. Bunların arasında A vitamini ve ilgili bileşikleri, karoten, E vitamini, tokoferol ve tokotrienol ile selenyum gibi eser elementler bulunmaktadır. Anti-kanser madde olarak öne sürülen bileşenlerden palm tokotrienolleri umut vaad etmektedir. Hayvanlar üzerinde uygulanan deneylerde palm yağı yönünden zengin diyetlerde kanser ilerlemesinde engelleyici bir etki görülmektedir. Böylece gücre-kültürü sistemleri kullanarak palm tokotrienollerinin rolü kesinleştirilmiş ve teyit edilmiştir. Palm tokotrienolleri gerek kendi başına gerekse tamoxifen ilacı yardımıyla göğüs kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemektedir. Yakın zamanlı çalışmalar ham ve kırmızı palm yağında bulunan alfa ve beta karotenlerin anti-kanser maddeler olarak hareket ettiğini ortaya koymaktadır.

Karotenler ve E vitaminin doğal gıdalarda birlikte var olması büyük şanstır. Ham palm yağı zengin bir beta karoten (pro-vitamin A) ve E vitamini kaynağıdır. Ancak rafine edilmiş palm yağlarının ısıdan dolayı karoten değerlerini yitirdiğini de göz önünde bulundurmak gerekir. Belki de işlenmemiş palm yağı tüketen Nijerya ve Angola yerlileri bizlerin bilmediği bir şeyler bilmektedir. Pek çok uluslararası konferansta ortaya konulduğu üzere sağlık ve beslenmeye olumlu etkileri önemli sağlık dergilerinde yer bulmaktadır.