Malezya’nın sağlık ve güzellik bahçesi
Palmiye ağacının tohumundan elde edilen palm yağıyla ilgili geçen yıl haber yaptığımızda bazı okurlarımız bu yağın sağlıksız olduğuna dair tepkilerini dile getirmişti.
Haklılık payları vardı, çünkü palm yağına karşı dünya çapında bir karalama kampanyası başlatılmış. İlk sesler, 1995’te Amerika’da yükseliyor, yürüyüşler yapılıyor. Yağ üreticilerinin büyük rant peşinde olduklarından bahsediliyor. Palm yağının doymamış yağ olduğuna dair iddialar ortaya atılıyor. Doymamış yağlar obezitenin en büyük sebebi. Ayrıca kolesterolü artırdığı için kalp krizi riskini tetikliyor. Margarin yapımında kullanılması ise eksi bir yönü. Peki neden böyle bir düello başlamış? Çünkü dünyada en çok tüketilen yağ, soya yağı.
Dünyanın bir ucunda böyle tepkiler varken, en büyük palm yağı üreticileri olan Malezya ve Endonezya’da durum ne? Malaylar sağlıklarını ve güzelliklerini palm yağına borçlu olduklarını söylüyorlar. Amerika’da başlatılan tepkileri sessizce izlemek yerine onlar da karşı atağa geçmiş, yağlarını aklamayı başarmışlar. The Malaysian Palm Oil Council (MPOC) /Malezya Palm Yağı Konseyi CEO’su Dr. Yusof Basiron’un verdiği bilgilere göre, Harward Üniversitesi başta olmak üzere Amerika’daki toplam 8 üniversitenin profesörleri palm yağının, trans yağların (doymamış yağlar) yerine geçmediğini kabul etmiş. Time dergisi, kalp ve damar hastalıklarına iyi gelen yağlarla ilgili hazırladığı dosyada palm yağına da yer vermiş. Hollanda’da insanlar üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları da etkileyici. Bir grup insana olabildiğince palm yağı tükettiriyorlar. Çıkan sonuca göre kolesterol seviyesinde bir değişiklik yok. İyi kolesterolü artırdığı gözlemlenmiş. Obeziteye neden olduğu tezini de çürütmüşler. Yağda obeziteye sebep olan bozulmayı engelleyen bir üretim sistemi geliştirdiklerini anlatıyor uzmanlar.
Tüm bu bilgileri geçen hafta Malezya’nın eski başkenti Kuala Lumpur’da yapılan ‘Palm Oil Trade and Seminer’de öğreniyoruz. Malezya, palmiye yağı üretiminde dünyada ikinci. Birinci Endonezya. Malaylar 150 ülkeye palm yağı ihracatı yapıyorlar. Türkiye de bu ülkeler arasında. En büyük müşterileri Çin. Yani Uzakdoğu ve Güney Asya ülkelerinde çok tüketilen bir yağ. Yüzde 80’i yemeklerde kullanılıyor. Sağlık, kozmetik, sanayi sonra geliyor. Dolayısıyla Malezya’ya vardığınızda ülkenin her yanının bu fantastik ağaçlarla dolu olduğunu görüyorsunuz. Ülkenin en büyük palm yağı üretici firmalarından Sime Darby, yaklaşık 20 bin hektarlık bir adanın yüzde 80’ine palmiye ağacı dikmiş. Saatte 50 ton yağ üretiyorlar.
Peki Türkiye ile palm yağının arası nasıl? Bazı Türk firmaları, palm yağını margarinlerinde, bisküvilerinde kullanıyor. Yani hayatımızın içine biz farkında olmasak da palm yağı sızmış. Malezya devletinin amacı ise bu yağlarının Ortadoğu ve Avrupa’nın mutfaklarına girmesini sağlamak. Yani ev hanımlarının, mutfak şeflerinin market raflarından palm yağı satın almalarını istiyorlar. Basiron, Romanya’da bunu kısmen başardıklarını söylüyor. 7 distribütörleri olduğundan bahsediyor. Türkiye konusunda da iddialılar. Çünkü palm yağının bir kilosu 1 TL civarında. Çok ucuz. Dünyada taze meyveden yapılan iki yağ var. Biri zeytinyağı, diğeri palm. Basiron’a, “Palm yağının hep sağlık ve ucuzluk yönünden bahsediyorsunuz. Peki lezzeti? Türkiye zeytinyağına ve çiçek yağlarının tadına aşina. Palm yağı bize çok yabancı.” diye soruyoruz. Cevabı şöyle: “Evet tat konusunda en büyük rakibimiz zeytinyağı. Ama zeytinyağı, ayçiçek, mısır yağları ülkenizde pahalı. Ayrıca hepinize yetmiyor. Palm yağını almak isteyenler olacaktır. Ayrıca duman çıkarmayan bir yağ. Mutfaklarda duvarlara yapışmaz. Ev hanımları neden tercih etmesin ki!” Basiron haklı olabilir ama insanın alışkanlıklarının çocuğu maalesef. Alıştığı lezzetten kolay kolay vazgeçmez. Bakalım palm yağı, önümüzdeki yıllarda zeytinyağı gibi üste çıkmayı başaracak mı?
Muson yağmurları palmiye bahçelerinin besin kaynağı. Şu sıralar bolca yağıyor Malezya’da.
Bir cevap yazın